Ara

Ardahan Pizpızık Lilpar


Ardahan'da baharın gelişiyle birlikte doğa, yöre halkının sofralarını zenginleştiren lezzetlerle dolup taşıyor. Özellikle akarsular ve sulak alanlarda yetişen "Lilpar" otu, yöre sakinleri tarafından sıklıkla "Pizpızık" veya "piz pizık" olarak adlandırılıyor.

İlkbaharın taze sürgünleriyle birlikte ortaya çıkan bu doğal lezzet, Ardahan mutfağında önemli bir yere sahip. Yöre halkı, Pizpızık otunu çeşitli şekillerde değerlendiriyor. Kimileri taze olarak salatalarda kullanırken, kimileri de kavurarak veya börek içlerinde farklı tatlar elde ediyor.

Pizpızık otunun bu dönemde yoğun ilgi görmesi, hem doğal ve sağlıklı bir besin kaynağı olması hem de yöresel bir lezzet olmasıyla açıklanıyor. Ardahanlılar için baharın müjdecisi olan bu ot, aynı zamanda doğayla iç içe yaşamın ve geleneksel mutfak kültürünün de bir parçası olarak görülüyor.

Baharın canlılığıyla yeşeren Pizpızık tarlaları, aynı zamanda bölgeye özgü doğal güzellikleri de gözler önüne seriyor. Yöre halkı, bu lezzetli otu toplarken doğayla da bütünleşme fırsatı buluyor.




Ardahan Gazetesi blog ve Ansiklopedi

Ardahan Mglivani Kırnav Kalesi




Ardahan'ın Hanak ilçesine bağlı Çayağzı köyünün sınırları içerisinde, Orta Çağ'dan günümüze ulaşan görkemli bir yapı zamana meydan okuyor: Mglivani Kalesi (Gürcüce: მგლივანის ციხე). Tarihsel Artani bölgesinde yer alan bu kale, bir zamanlar varlığını sürdüren Mglivani köyünün anısını yaşatıyor ve bu nedenle Mglinavi Kalesi veya Kırnav Kalesi olarak da biliniyor..

Mglivani Kalesi'nin bulunduğu topraklar, tarih boyunca Gürcistan'ın önemli bir parçası olmuştur. Öyle ki, 9. yüzyılda Gürcü yöneticiler I. Gurgen Kurapalati ve I. Adarnase ile Sumbat'ın oğlu Bagrat arasındaki önemli bir savaş da bu topraklarda yaşanmıştır


Ancak zamanla siyasi dengeler değişmiş ve Osmanlı İmparatorluğu, 16. yüzyılın ortalarında bu stratejik kaleyi ve çevresindeki Mglivani köyünü Gürcülerden almıştır. 1595 tarihli Osmanlı tahrir defterlerinde "Glinav" (كلناو) olarak kaydedilen köyün nüfusunun o dönemde de Gürcülerden oluştuğu görülmektedir.

Osmanlı öncesi döneme ait olan Mglivani Kalesi'nin ihtişamı, Birinci Dünya Savaşı yıllarında Ardahan sancağını gezen Gürcü gazeteci Konstantine Martvileli'nin dikkatini çekmiş ve Martvileli, kalenin o dönemde büyük ölçüde sağlam durumda olduğunu kaydetmiştir.

Günümüzde Mglivani Kalesi, Çayağzı köyünün tepelerinde, geçmişin sessiz bir tanığı olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. Taş duvarları ve stratejik konumu, Orta Çağ savunma mimarisinin izlerini taşırken, çevresindeki doğal güzellikler de büyüleyici bir manzara sunuyor. Tarihin derinliklerine yolculuk yapmak ve Artani bölgesinin kültürel mirasını keşfetmek isteyenler için Mglivani Kalesi, mutlaka görülmesi gereken önemli bir durak



Ardahan Gazetesi blog ve Ansiklopedi

Ardahan Yanık Cami


Yanık Camii (Arap Camii), Ardahan ili Halil Efendi Mahallesi'de bulunan cami'dir

Ardahan'ın kalbinde, geçmişin acı dolu izlerini taşıyan bir yapı : Yanık Cami. Ne zaman ve kim tarafından inşa edildiği kesin olarak bilinmeyen bu tarihi mabet, yaşadığı elim olaylarla hafızalara kazınmıştır

Yanık Cami'nin talihsiz hikayesi, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı, diğer adıyla 93 Harbi sonrasında başlar. Ardahan'ı işgal eden Rus ordusu ve beraberindeki Ermeni birlikleri, camiyi yağmalayarak büyük zarar vermiştir. Ancak caminin yaşadığı en büyük trajedi, 1915 yılında Ermeni çeteciler tarafından yaşanmıştır. Yaklaşık 300 Müslüman-Türk, bu kutsal mekanda toplanmış ve haince bir saldırıyla camiyle birlikte yakılmıştır.

.



Ardahan Gazetesi blog ve Ansiklopedi

Ardahan Aktaş Gölü



Doğanın büyüleyici bir armağanı olarak Ardahan ve Gürcistan sınırında parıldayan Aktaş Gölü (Gürcüce: კარწახის ტბა / Kartzahi Gölü), tektonik hareketlerle binlerce yıl önce oluşmuş eşsiz bir güzelliktir. Kıyısında şirin mi şirin Kenarbel köyü yer aldığından, yöre halkı tarafından Kenarbel Gölü olarak da sevgiyle anılır.


Aktaş Gölü, berrak suları ve çevresini saran doğal manzarasıyla ziyaretçilerini adeta büyüler. Gökyüzünün ve çevredeki dağların yansımasıyla sürekli değişen renk tonları, göle ayrı bir ahenk katar. Sessiz ve huzurlu atmosferi, şehrin karmaşasından uzaklaşmak ve doğayla baş başa kalmak isteyenler için ideal bir kaçış noktasıdır.

Göl çevresinde yürüyüş yapabilir, kuş sesleri eşliğinde piknik keyfi sürebilir, fotoğraf tutkunları için birbirinden güzel kareler yakalayabilirsiniz. Özellikle gün batımında gökyüzünün kızıla boyandığı anlarda, Aktaş Gölü'nün sunduğu manzara unutulmaz bir deneyim yaşatır.

Tarihi ve kültürel zenginlikleriyle de dikkat çeken bölge, aynı zamanda yöresel lezzetleriyle de damakları şenlendirir. Aktaş Gölü'nü ziyaret ederek, hem doğal güzelliklere tanık olacak hem de bölgenin sıcakkanlı insanlarıyla tanışma fırsatı bulacaksınız.


Ardahan'ın saklı incisi Aktaş Gölü, keşfedilmeyi bekleyen bir cennet köşesi. Doğayla iç içe huzurlu bir gün geçirmek ve unutulmaz anılar biriktirmek için siz de Aktaş Gölü'nü ziyaret edin.



Ardahan Gazetesi blog ve Ansiklopedi

Ardahan Etkinlik ve organizasyonlar

Ardahan ile ilgili yapılan organizasyon ve etkinlikler,


KAZ GECESİ ETKİNLİKLERİ
PİKNİK ETKİNLİKLERİ
MEHMET ALİ ARSLAN Etkinlikleri
FESTİVAL VE YAYLA ŞENLİKLERİ
TANITIM GÜNLERİ VE KERMES GÜNLERİ

Kaz gecesi etkinlikleri: Genellikle büyük şehirler (Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Kocaeli gibi) genellikle köy dernekleri tarafından düzenlenir.

Piknik organizasyonları: Büyük şehirler (Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Kocaeli gibi şehirlerde düzenlenen etkinlikler'dir bu etkinlikler genelikle köy dernekleri tarafından düzenlenir Organizasyonlar genellikle hafta sonları veya tatil günlerinde gerçekleştirilir

Mehmet Ali Arslan, Etkinlikler  Gazeteci Yazar Girişimci: Mehmet Ali Arslan"da ,2005 yılından beri bölgenin tanıtımı için derneklerden bağımsız olarak çeşitli etkinlikler düzenliyor. Detaylı bilgiler için AKI PLATFORMU sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Festivaller ve yayla şenlikleri:  (Ardahan, Kars ve Iğdır)da sıkça düzenlenen Festivaller genellikle valilikler, kaymakamlıklar, belediyeler ve sivil toplum kuruluşları (STK'lar) tarafından organize edilir. Yayla şenlikleri ise genellikle ilçe ve köy dernekleri tarafından düzenlenir.bu etkinlikler genelde Ardahan Kars ve Iğdır'da yapılmaktadır.

Tanıtım günleri ve kernes günleri
 Bölgenin tanıtımına yönelik olarak İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Kocaeli gibi şehirlerde Tanıtım günleri etkinlikleri düzenlenir. Bu etkinliklerin organizasyonunu genellikle Çatı Dernekler, STK'lar yapıyor,  adı geçen şehirlerin bazı ilçelerinde il ilçe ve köy dernekleri kermes günleri etkinliği'de yapmaktadır




Ardahan Gazetesi blog ve Ansiklopedi

Ardahan Kinzi Kalesi



Ardahan'ın merkez ilçesine bağlı Bağdaşen köyünün kuzeybatısında yer alan Kinzi Kalesi (veya Kindzi Kalesi), Orta Çağ'dan günümüze ulaşan önemli bir Gürcü yapısı olarak dikkat çekiyor. Tarihi Artani bölgesinde konumlanan kale, günümüzde bulunduğu Bağdaşen köyünün adıyla da anılıyor.

Orta Çağ'da Gürcistan sınırları içindeki Kindzotamali köyünün kalesi olan Kinzi Kalesi'nin ne zaman inşa edildiği kesin olarak bilinmiyor. Ancak kalenin kuzey duvarı ve burçlarındaki tepe mazgallarının Şeytan Kalesi ve Kurt Kale'deki benzer yapısıyla aynı döneme ait olduğu tahmin ediliyor.

1595 tarihli Osmanlı tahrir defterlerine göre, kalenin bulunduğu bölgede "Tamali" adını taşıyan iki köy bulunuyordu. Kalenin kuzeybatısındaki Tamali köyünde 9 hane yaşarken, güneydoğusundaki köy "Kinzdamal" adıyla kaydedilmiş ve 45 Hristiyan haneye ev 
sahipliği yapıyordu. Bu durum, bölge nüfusunun çoğunluğunun Gürcülerden oluştuğunu gösteriyor. "Kindzi" kelimesinin Gürcüce'de kişniş anlamına gelmesi de kalenin Gürcü kökenini destekliyor.

Kinzi Kalesi, 16. yüzyılın ortalarında Osmanlılar tarafından Gürcülerden ele geçirildi. Birinci Dünya Savaşı yıllarında Ardahan sancağını gezen Gürcü araştırmacı Konstantine Martvileli, Kürtlerin yaşadığı Kinzotamal köyünde büyükçe bir kalenin varlığından söz etmiş ve duvarlarının neredeyse tamamen sağlam kaldığını belirtmişti.

Zamana meydan okuyan Kinzi Kalesi, tarihi dokusu ve stratejik konumuyla bölgenin önemli kültürel miraslarından biri olarak varlığını sürdürüyor.

Ardahan Gazetesi blog ve Ansiklopedi

Ardahan''ın komşuları

Anadolu'nun kuzeydoğusunda yer alan Ardahan, Kuzeyinde Acaristan Özerk Cumhuriyeti, Kuzeydoğusunda Gürcistan ve kısmen de Ermenistan, güneydoğu ve güneyinde Kars, güneybatısında Erzurum ve batıda da Artvin illeri ile çevrilidir.



Ardahan Gazetesi blog ve Ansiklopedi

Ardahan'da kaç tane sınır kapısı var?


Gürcistan - Ardahan arasında Türkgözü ve Çıldır Aktaş Sınır Kapısı olmak üzere toplam iki adet sınır kapısı bulunmaktadır.


Ardahan Gazetesi blog ve Ansiklopedi

Ardahan'da en çok ne yetişir?


Ardahan ekonomisi genel olarak tarım ve özelde de hayvancılık sektörüne dayanmaktadır. Uygun 
olmayan iklim şartları nedeniyle bitkisel üretim yem bitkileri haricinde verim açısından son derece 
düşüktür. Ancak üretimden elde edilen tarımsal ürünler kalite bakımından özellikle de ekolojik 
bakımdan oldukça iyi durumdadır. İlde yapılan bitkisel üretim ve arı ürünlerin hemen hemen tamamı 
organik ürün niteliğine sahiptir.
İl deki tarım işletmelerinin % 95 ‘i bitkisel ve hayvansal üretimin birlikte yapıldığı polikültür 
işletmelerdir. Sadece bitkisel üretim yapan işletmeler % 4 ve sadece hayvansal üretim yapan işletmeler 
ise % 1’dir. Sektörde yer alan işletmelerin tamamına yakını küçük ölçekli, kapalı ekonomi tipi, 
geleneksel üretimde bulunan aile işletmeleridir.
Türkiye genelinde olduğu gibi Ardahan İlindeki tarım işletmeleri; hızlı nüfus artışı ve artan nüfusun 
tarım dışı sektörde istihdam edilmesi zorunluluğuna karşılık, bu sektörlerde iş gücü talebinin nüfus 
artışına uygun düzeyde artırılamaması; tarımın gelişim hızının nüfus artışını karşılamada yetersiz 
kalması ve miras yoluyla arazilerin bölünmesi gibi nedenlerle giderek küçülmüştür. İlin en önemli 
tarımsal aktivitesi mera hayvancılığı olması nedeniyle tarım alanlarının işlemeli tarımdan ziyade, mera 
- yayla öncesi ve sonrası doğal otlaklık olarak değerlendirilmesi şeklindedir. 3-4 aylık mera ve yayla 
süresi içerisinde bu alanlardan, tamamen hububat (arpa, buğday) ve kaba yem (fiğ, korunga, yonca, 
çavdar, yulaf, çayır otu) üretimi sağlanmaktadır.
İl’de tarımsal faaliyet içerisinde hayvancılık ön plandadır. Mevcut tarımsal işletmelerin % 95.60’ı 
hayvancılık yapmaktadır. Hayvancılık işletmelerinin tamamında sığır yetiştiriciliği ağırlıkta olmak 
üzere bir kısmı aynı zamanda koyunculuk ve/veya arıcılıkta yapmaktadır. 


İl genelinde enelinde arazi yapısı; arazinin çevresel özellikleri, potansiyel verim ve arazi uygunluğu benzer olan 
özelliklere sahip iki alt bölgeye ayrılmıştır. Birinci alt bölge olan Ardahan Merkez İlçe, Göle, Hanak, 
Damal ve Çıldır alt bölgesi ortalama 1800-2000 m. rakımlı olup, sert ve uzun kış şartlarından dolayı 
123 günlük kısa bir yetiştirme periyoduna sahiptir. İkinci alt bölge olan Posof alt bölgesi ilçe merkezi 
ve daha aşağılarda kalan köyleri ortalama 900 m. diğer kısımları 1583-1700 m. rakımda olup, 214 
günlük yetiştirme periyoduna sahiptir. Bu alt bölge mikro klima özelliğinden dolayı değişik ürünlerin 
yetiştirilmesi avantajına sahip olup yılın büyük bir bölümünde bitki örtüsü yeşil olarak 
kalabilmektedir. İlçede büyük oranda meşe, çam, köknar, ladin, huş, kızılağaç, gürgen ve fındık 
ağaçlarından oluşan doğal orman alanı içerisinde yer almaktadır. Bu alt bölgede arpa, buğday, çavdar, 
fasulye, mısır, elma, erik, kiraz, vişne, ceviz, patates, lahana, salatalık, marul ve soğan gibi tarımsal 
ürünler yetiştirilebilmektedir. Yetiştiriciliği yapılan bu ürünler çoğunlukla öz tüketimde 
kullanılmaktadır. 
Ardahan’da İl geneli toprak yapısı çok fazla çeşitlilik arz etmemektedir. Ovalar, yüksek düzlük 
kesimler, havzaların tamamı en azından otsu bitki örtüsü ile kaplı olup, birinci derecede erozyona açık 
çıplak toprak yapısı içermemektedir. Genel manada toprak yapısı; kullanma kabiliyet sınıfları sekiz 
adet olup, toprak zarar ve sınırlandırmaları I. sınıf’ dan VIII. sınıf’ a doğru giderek artmaktadır. 
İşlemeli tarım için uygun olan arazi I. ve IV. sınıf arazilerdir. Ardahan’da sulu tarım yapılan arazi I. ve 
II. Sınıf araziden oluşmaktadır. Posof alt bölgesi hariç, tarım alanları büyük oranda I-III. sınıf araziler 
üzerinde yapılmaktadır. Posof alt bölgesinde; mevcut genel arazi yapısı gereği sulu tarım III. ve IV. 
sınıf arazide, kuru tarım büyük oranda III.-V. sınıf arazilerde ve yaklaşık % 18’i ise VI. sınıf arazide 
yapılmaktadır. 
Ardahan’da çayır alanlarının büyük bir kısmı ovalarda bulunup, I. ve IV. sınıf arazi yapısındadır. 
Meralar büyük bir alana sahip olup, III. ve VII. sınıf araziler üzerinde bulunmaktadır. İl’de orman ve 
fundalık alanlar genellikle dik ve sarp eğilimli olup, IV. ve VII. sınıf arazi üzerinde olduğu 
görülmektedir. Toprakların %19,63’ü derin, %52,70’i orta derin ve %27,67’si ise sığdır. İl’de çorak 
arazi, çıplak kayalık veya moloz, ırmak taşkın yatakları yok denecek kadar az bulunmaktadır. Ayrıca İl 
geneli alan içerisinde yaklaşık olarak 16.176,5 ha. Su yüzeyi bulunmaktadır.
İl geneli alanların %15’inde hafif, %60’ında orta ve %25’inde ise şiddetli yüzey erozyonu olduğu 
tespit edilmiştir. Ardahan’da yağış ve topografik yapı olumlu olup, araziler uygun kullanıldığı takdirde 
erozyon önlenebilecek durumdadır. Erozyonun önlenmesinde ise; çayır-mera alanlarının kapasitesine 
uygun olarak, otlatma dönem ve şeklinin de (küçükbaş ve büyükbaş değişikliği - münavebeli otlatma) 
göz önünde bulundurularak kullanılması ve de ağaçlandırma çalışmalarında sürekliliğin sağlanması 
büyük önem taşımaktadır. 
 




Ardahan Gazetesi blog ve Ansiklopedi

Ardahan'ın geçim kaynakları nelerdir?

Ardahan ilinin ekonomisi hayvancılık ve tarıma dayanır. Sanayi ve turizm sektörü fazla gelişmemiştir. Hayvancılık: Geniş mer'a ve çayırlarındaki zengin bitki örtüsü hayvancılığın gelişmesini sağlamıştır.


Ardahan Gazetesi blog ve Ansiklopedi

Ardahan'ın kardeş şehirleri

Ardahan, Türkiye'nin kuzeydoğu sınırında yer alan tarihi ve kültürel zenginlikleriyle bilinen bir şehirdir. Ancak Ardahan'ın önemi sadece coğrafi konumu ve tarihiyle sınırlı değil. Şehir, farklı ülkelerden ve bölgelerden pek çok kardeş şehre sahip olmasıyla da dikkat çekiyor.

  • Artvin (Türkiye): Karadeniz Bölgesi'nde yer alan Artvin ile Ardahan arasındaki bu kardeşlik bağı, bölge içi iş birliği ve kültürel alışveriş açısından önem taşıyor.
  • Edirne (Türkiye): Türkiye'nin batısında yer alan tarihi başkent Edirne ile kurulan kardeş şehir ilişkisi, farklı coğrafyalardaki kültürel benzerlikleri ve dayanışmayı সিম্বলize ediyor.

  • Ahıska (Gürcistan): Gürcistan sınırları içerisinde yer alan Ahıska, tarihi bağları ve ortak kültürel miras nedeniyle Ardahan için özel bir öneme sahip.

  • Batum (Gürcistan): Karadeniz kıyısında önemli bir liman kenti olan Batum ile kurulan kardeşlik ilişkisi, ekonomik ve kültürel iş birliği potansiyeli taşıyor

  • Bakü (Azerbaycan): Azerbaycan'ın başkenti Bakü ile tesis edilen kardeş şehir ilişkisi, iki ülke arasındaki tarihi dostluk ve kültürel yakınlığı pekiştiriyor.

  • Grozni (Çeçenistan, Rusya): Rusya Federasyonu'na bağlı Çeçenistan'ın başkenti Grozni ile kurulan bu bağ, farklı coğrafyalardaki kültürel etkileşim ve dayanışma örneği olarak değerlendirilebilir.

  • Astrahan (Rusya): Rusya'nın güneyinde yer alan Astrahan şehri ile kurulan kardeşlik ilişkisi, Hazar Denizi üzerinden olası iş birlikleri açısından önem taşıyor.

  • Vladikavkaz (Rusya): Kuzey Osetya-Alanya Cumhuriyeti'nin başkenti Vladikavkaz ile kurulan kardeş şehir ilişkisi, Kafkasya bölgesi ile kültürel ve sosyal bağların güçlenmesine katkı sağlıyor.

  • Ardahan Gazetesi blog ve Ansiklopedi

    Ardahan doğu mu Karadeniz mi?

    Ardahan Doğu Anadolu Bölgesindedir

    Doğu Anadolu Bölgesi'nin Karadeniz Bölgesi'ne komşu olduğu kuzeydoğu kesiminde yer alan Ardahan, yüksek ve engebelidir.

    Ardahan Gazetesi blog ve Ansiklopedi

    Ardahan hangi ilden ayrıldı?

    Ardahan, yarım yüzyıldan fazla, tam 66 yıl Kars iline bağlı bir ilçe olarak yer aldı. 27 Mayıs 1992 tarih ve 3806 sayılı kanun ile tekrar 1921'deki gibi bir İl haline getirildi.


    Ardahan Gazetesi blog ve Ansiklopedi

    Ardahan nerede Ardahanın Konumu

    Ardahan
    Ortasından Kura ırmağı geçen Ardahan, 1800 m. rakıma sahiptir. Doğu Anadolu Bölgesi'nin Karadeniz Bölgesi'ne komşu olduğu Kuzeydoğu kesiminde yer alan il toprakları yüksek ve engebelidir. Ardahan ili sınırları içinde yüksekliği 3000 m.'yi aşan birçok doruk vardır
    Ardahan harita

    Ardahan ve Türkiye haritası




    Ardahan Gazetesi blog ve Ansiklopedi

    Ardahan'ın neyi meşhur?

    Ardahan'ın kaşar peyniri ve balı ülke çapında isim yapmıştır. Elma dolması, evelik aşı, pişi, bozbaş, kuymak, ekmek aşı ve helvası en ünlü yemek türleridir. (Gastronom)


    Ardahan Gazetesi blog ve Ansiklopedi

    Ardahan El Sanatları


    Yöremizde El Sanatları

    • Halı
    • Kilim
    • Ğurcun (heybe)
    • Yöresel folklorik bebek giysisi
    • Yolluk
    • Göğüslük
    • Hasır
    • Keçe
    • Yün Çorap
    • Patik
    • Yörsel Dantel
    • Yün İplik
    • Kayış
    • At Koşun Araçları
    Halı Desenleri
    • Derme
    • Kafkas
    • Adiler
    • Lezgi kazağı
    • Koç boynuzu



    Ardahan Gazetesi blog ve Ansiklopedi

    Ardahan Yöre Mutfağı

    Ardahan’ın kaşar peyniri ve balı ülke çapında isim yapmıştır. Elma dolması, evelik aşı, pişi, bozbaş, kuymak, ekmek aşı ve helvası en ünlü yemek türleridir

    Yöresel Yemekler

    Un çorbası

    Kesma Aşı

    Höre Aşı

    Keleçoş

    Cinar çorbası

    Kelemkeşir çorbası

    Puşruk Aşı

    Ayran Çorbası

    Süt Çorbası

    Evelik Çorbası

    Pışırık Aşı

    İşkembe Çorbası




    Ardahan Gazetesi blog ve Ansiklopedi

    Ardahan Yöresel Halk Oyunları


    Ardahan'ın kültürel kalbi, yüzyıllardır aynı coşkuyla atan halk oyunlarında hayat buluyor. Bu kadim toprakların her köşesinde, sevinci ve kederi bir arada yaşatan, birlik ve beraberliği pekiştiren geleneksel oyunlar yankılanıyor. Davulun ve zurnanın iç içe geçen nağmeleri, Kafkas oyunlarının enerjisini taşıyan akordeon ve nağaranın ritmi, Ardahan'ın kendine özgü atmosferini yansıtıyor.
    Yörenin toplumsal yaşamının ayrılmaz bir parçası olan halk oyunları, düğünlerden nişanlara, asker uğurlamalarından hüzünlü anlara kadar her türlü duyguyu ifade etmenin en güzel yolu. Halayların sıcaklığı, barların heybeti, Ardahan insanının ruhunu yansıtıyor. El ele tutuşulan, omuz omuza verilen bu oyunlar, kuşaktan kuşağa aktarılan bir mirasın en canlı tanığı.

    Ardahan'ın zengin halk oyunu repertuvarından bazıları, bu topraklara özgü melodilerle ve figürlerle bezenmiş durumda

    Bar Oyunları: Ağır barın vakur duruşu, Sallama'nın ritmik akışı, Temur ağa'nın kahramanlığı, Nare'nin zarafeti, Lorke'nin neşesi, Şeker oğlan'ın tatlılığı, Sarı seyran'ın canlılığı, Kaççıke'nin hızı, Tavuk barı'nın özgün figürleri, Gazelo'nun hüzünlü ezgisi, Hoş bilezik'in inceliği, Haran'ın coşkusu, Döne'nin dönüşleri, Kıskarç'ın kıvraklığı, Kürdün kızının naifliği, Ardahanın yolları'nın memleket sevgisi, Hafif barın hafifliği ve Paşa göçtü'nün dramatik anlatımı... Her biri ayrı bir hikaye fısıldıyor.

    Tek Oyunlar: Ondört'ün gizemli ritmi, Şeyh Şamil'in yiğitliği, Ay gızı'nın güzelliği, Beş açılan'ın gösterişi, Karabat'ın hüzünlü melankolisi ve Hanım yaylada'nın dinginliği... Bu solo performanslar, bireysel yetenekleri ve duyguları ön plana çıkarıyor.

    Ardahan'ı ziyaret eden herkesi bu coşkulu dünyaya davet ediyoruz. Bu topraklarda atılan her adım, çalınan her ezgi, Ardahan'ın sıcakkanlı insanlarının ve zengin kültürünün bir yansımasıdır. Gelin, Ardahan'ın ritmine ortak olun ve bu eşsiz deneyimi yaşayın


    Ardahan Gazetesi blog ve Ansiklopedi

    Ardahan'ın hangi hayvanı meşhur?

    Ardahan genelinde büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık faaliyetleri, ağırlıklı olarak mera hayvancılığı şeklinde sürdürülüyor. Doğal zenginlikleriyle öne çıkan şehir, geniş otlakları sayesinde hayvancılık için elverişli bir ortam sunuyor.

    Büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin yanı sıra, Ardahan'da kümes hayvancılığı da önemli bir yer tutuyor. Bölgede çok sayıda kümes hayvanı beslenirken, bunların başında kaz geliyor. Ardahan, kaz yetiştiriciliği konusunda adeta bir merkez konumunda bulunuyor. Kazın yanı sıra tavuk, ördek ve hindi gibi diğer kümes hayvanları da bölge ekonomisine katkı sağlıyor.

    Ardahan'ın hayvancılık sektöründeki bu canlılığı, hem yerel halkın geçim kaynağı olması hem de bölge ekonomisine sağladığı katkı açısından büyük önem taşıyor. Doğal meraların varlığı ve uygun iklim koşulları, hayvancılığın bölgede sürdürülebilir bir şekilde devam etmesine olanak tanıyor





    Ardahan Gazetesi blog ve Ansiklopedi

    Ardahan'da fay hattı Ve Deprem Riski var mı?


    Ardahan, Türkiye'nin kuzeydoğusunda yer alan ve Doğu Anadolu Fay Hattı'na yakın bir konumda bulunan bir ilimizdir. Bu nedenle, deprem riski taşıyan bölgeler arasında yer almaktadır. Özellikle, Kuzey Anadolu Fay Hattı'na yakınlığı sebebiyle potansiyel depremler konusunda dikkatli olunmalıdır.


    Ardahan Gazetesi blog ve Ansiklopedi

    Ardahan Üniversitesi

    Ardahan Üniversitesi Logo




    Ardahan Üniversitesi Arü 2008 yılında Ardahan'da kurulan bir Üniversite'dir

    Ardahan Üniversitesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 22 Mayıs 2008 tarihinde kabul ettiği 5765 sayılı kanun ile kurularak bir dünya üniversitesi olma yolunda ilk adımı atmıştır. Bilimin ve bilginin izinde, bilgiyi arayarak, öğrenerek, üreterek ve paylaşarak bölgenin ve ülkenin sorunlarıyla birlikte uluslararası toplumun da sorunlarını bir ışık gibi aydınlatmak amacıyla her geçen gün gelişerek yoluna devam etmektedir.

    Ardahan Üniversitesi evrensel düzeyde bilgi üretmeyi, ülkenin ve bölgenin ihtiyaçlarını gözeterek nitelikli bireyler yetiştirmeyi misyon edinmiştir.

    Web adresi: www.ardahan.edu.tr





    Ardahan Gazetesi blog ve Ardahan ansiklopedi

    Ardahan Hoçvan köy listesi

    Ardahan'ın eşsiz coğrafyasında yer alan Hoçvan, (xoçvan) yüzyıllar boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle dikkat çeken bir yerleşim yeridir. Ardahan il sınırları içerisinde yer alan ve 22 yerleşim yerinden oluşan hoçvan yerel halk tarafından hoçvan bölgesi olarak tanımlanıyor, markaköy kora ve kısır dağı'da bu coğrafyada yer alıyor.

    Hoçvan'ın sürekli yerleşim yerleri ve Köyleri ise şu şekildedir 

    1 Hasköy – Xas

    2 Markaköy Bayramoğlu Kora

    3 Panik -Tunçoluk

    4 Tikoş -Dağcı

    5 Binbaşar -Murka

    6 Çalabaş -Çelebaşı

    7 Otbiçen-Kımıli

    8 Mıcuc -Beşiktaş

    9 Ömerağa -Omerxa

    10 Aşağıkurdoğlu -Qurdoğliya Jerin

    11 Tazeköy+ Döşeli -beberek

    12 Xeskar- Köprücük

    13 Lehimli-Leheniya

    14 Hacıali-Hecelya

    15 Yukarıkurdoğlu - Qurdoğliya Jorin

    16 Pangis - Taşlıdere

    17 Nebioğlu - Neboxli

    18 Erdemel -Çağlayık

    19 Sıxırpet -Samanbeyli

    20 Gölgeli -Korgeli

    21 Çobanlı -Ağaçlı -Kelık

    22 Yaylakarakolu - Kawe



    Ardahan Gazetesi blog ve Ardahan ansiklopedi

    Ardahan Hoçvan - xoçvan

    HOÇVAN - XOÇVAN

    Hoçvan bir sınır bölgesi olması itibariyle, tarih boyunca farklı halkların yerleşkesi olma özelliğini hep koruya gelmiştir. Sınırların bugünkü kadar keskin bir şekilde çizilmediği pre-modern dönemde farklı kültürlere ev sahipliği yapmış bu yüksek yerleşke aynı zamanda değişik iktidarların tahakkümüne de maruz kalmıştır. TransKafkasya ile Anadolu arasında sıkışıp kalan Hoçvan ilk çağlardan günümüze Urartular, Medler, Persler, Bizans İmparatorluluğu, Gürcü ve Ermeni Krallıkları, Selçuklular, Osmanlı İmparatorluğu gibi değişik medeniyetlerin idari hâkimiyetinde kalmış ve onlardan izler barındırmıştır


    Hoçvan kelimesinin etimolojik kökenine dair bu güne kadar herhangi bir inceleme yapılmamıştır. Kelime köken itibariyle Ermenice, Gürcüce ve ya Kürtçe bir kelimeden türemiş olabilir. avan kelimesi Ermenicede şehir, köy gibi yerleşim yerleri için kullanılmaktadır. kafkasyada ve Doğu Anadoluda sonu avan ile biten çok sayıda yerleşim birimi vardır. Avan, Erivan, Nahçivan, bunlardan bazıları olup zaman içerisinde fonetik değişimlere uğramışlardır. Örneğin; Teryan Angela adlı Ermeni tarihçi Erivan isminin Ari-van dan türediğini, kelimenin anlamının ise Aryenlerin ülkesi olduğunu ileri sürmüştür. Hoçvan kelimesinin de aynı şekilde türediği ihtimaller dâhilindedir. Fakat bu konuda kesin sınırlar çizmek mümkün değildir. Hoçvanın da içinde bulunduğu bölge antik dönemden itibaren Urartular, Medler, Persler, Ermeni ve Gürcü Krallıkları, Bizanslılar, Araplar, Kürtler, Selçuklu ve Osmanlılar tarafından idare edilmiş ve birçok kez el değiştirmiştir. Yaşanan bu idari değişiklikler, bölgenin kültürel ve ekonomik yapısının değişmesinde de etkili olmuştur. Bölgenin demografik anlamda 20. yüzyılın ortalarına kadar çok çeşitlilik göstermesi bu nedenledir. Bölgedeki idari değişikliğin çok sık olması bölgenin değişik isimlerle adlandırılmasına da neden olmuştur. Örneğin ilk çağlarda Ardahan ve Hoçvanı da içine alan bölge Ermenilerce Gugark olarak adlandırılmış, 15 yüzyıldan sonra ise Gürcülerce de Samtskhe olarak adlandırılmıştır. Hoçvana ilişkin en ayrıntılı idari ve ekonomik bilgiler Osmanlıların bölgeye yerleşmesiyle başlar. Osmanlılar, Bizanslıların yüzyıllardır Anadoluda ve Balkanlarda kullandıkları Tımar sistemini neredeyse hiçbir değişiklik yapmadan uygulamışlardır. Osmanlının ekonomik bel kemiğini oluşturan tımarlara büyük önem verilmiş ve her tımar geliri ayrıntılı olarak kaydedilmiştir. Tımar tahrir defterlerine kaydedilen bu bilgiler bölgelerin sosyoekonomik yapısı hakkında önemli bilgiler içermektedir. Bunlardan birisi de 16 yüzyıla ait Gürcistan İcmal Defteridir. Bu defterde Hoçvan, Küçük Ardahan Livasına bağlı bir nahiye olarak gösterilmekte ve irili ufaklı toplam 66 köyden oluşmaktadır. Köy isimlerinin çoğu Cumhuriyet döneminde Türkçe isimlerle değiştirilmesine rağmen, bazı köyler halk arasında halen eski isimler ile kullanılmaktadır. Bazıları ise zamanla terk edilmiştir. Örneğin Tokuş ve Takyalu zamanla terk edilen köyler arasındadır.. Kürtlerin Transkafkasyaya  ne zaman geldikleri tartışma konusudur. Şeddadilerin ve Hazbanilerin 11. ve 12. yüzyılda Kafkasyanın güneyi ve Doğu Anadoluda etkili oldukları bilinmektedir. Ünlü tarihçi Martin Van Bruinnessen 16. yüzyılda Osmanlıların, Kafkasyayı ilhakı sonrasında Karsın kuzeyinde, daha sonraları Çıldır eyaleti olacak Samtskhe bölgesinde yer alan göçebe Kürt aşiretlerinden bahseder. Aynı şekilde Bruinessen, Lynch adlı bir gezginin 1901de kaleme aldığı kitabında Ermeni Platosundaki Kürtlerin, Çaldıran Savaşından sonra Diyarbakırdan bölgeye gönderildiklerine dikkat çeker. Fakat bu bilgi Şeref han'ın Şerefnamesinde yer almamakla beraber, 1665 yılında bölgeyi gezen seyyahlar da, Ermeni platosunda sadece Hıristiyan popülâsyondan bahseder. 18. yüzyılda tımar sistemi Hoçvanda varlığını devam ettirmektedir. Osmanlı arşivlerinde bu döneme ilişkin birkaç tımar becayiş belgesi göze çarpmaktadır. Hoçvan-ı Yurdosan ve Gürizar karyelerinde inhilal olan tımarlar yeni sahiplerine verilmiştir. Bu kişiler Müslüman olup hangi etnik kökenden oldukları belirtilmemiştir. Köylüler üzerinde büyük bir yük olan tımar vergilerine karşı kimi zaman karşı çıkışlar olmuştur. 1780'lerde bölgede bulunan Kürt Pirebadili aşireti ve bazı diğer Kürt aşiretleri mevcut sistemden bağımsız hareketlerinden kaynaklı Rakkaya ( Suriye ) sürülmek istenmişlerdir.] Osmanlı arşivlerinde bu sürgün ile ilgili belgede Pirebadilli aşireti, Badilli aşiretine bağlı bir aşiret olarak gösterilmiştir. 1878 Osmanlı Rus harbi sonrasında Osmanlı Kuzeydoğu Anadolu (Kars, Ardahan, Artvin ) hâkimiyetini kaybetmiş Çarlık Rusyası bölgede etkili bir rol oynamaya başlamıştır. Hoçvan bu dönemde Çarlık Rusyasının Kars Obslastına bağlı bir şekilde idare edilmiştir. Bu dönemle ilgili bilgilerin çoğu sözlü tarih çalışmalarına dayanmakla beraber bu dönemde gelişen olaylarla ilgili birbirinden farklı yorumlar vardır. Arif Ağa, Beyaz Bey, İzzet Bey 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında bölgede etkili şahıslardır. Bu şahıslar Kürt olmakla beraber, bölge siyasetinde feodal kaygılarla hareket etmiş, kimi zaman Osmanlı ve Rus yönetimleriyle ittifaklar kurmuşlardır. Kürtler bu dönemde bölge demografisinin büyük bir kısmını oluşturuyorlardı. Bu dönem, Hoçvan ve çevresinde Ermeni nüfusunun en fazla olduğu dönemlerden biri olup bölgede Rusyadan göçen Malakanlar da yaşamaktaydı. Beroje Malegin denilen bölge ismini yöredeki Malakan nüfusundan almıştır. Xarziyan ve Alagöz de Malakanlar azımsanmayacak bir nüfusa sahiptiler ve bölgede tarımda kullanılan teknolojinin ilerlemesine ciddi katkılarda bulunmuşlardı. Birinci paylaşım savaşı sırasında patlak veren Bolşevik Devrimi, Rusyanın savaştan çekilmesine neden olmuştur. 1918'de Hoçvanı da içine alan bölge Demokratik Ermenistan Cumhuriyetine dâhil olmuş ise de önce Türkiyenin daha sonra da Sovyetlerin işgaliyle gelişen olaylar Demokratik Ermenistan Cumhuriyetinin Sovyetlere bağlanması ile son bulmuştur. Sovyetler Kars ve Ardahanı, devrim sonrası Rusyanın yeniden inşası gibi iç sorunlar nedeniyle savaşılmaksızın Türkiyeye bırakmıştır. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra . Ermenice, Rumca ve Kürtçe olan yerleşim yerlerinin isimleri Türkçe kelimelerle değiştirildi. Tüm bu yaşananlardan Hoçvan yöresi de bir o kadar etkilendi. Hoçvandaki tüm köylerde isim değişikliğine gidildi. Kora Beberek, Panik, Pangis gibi isimlerin yerini bayramoğlu Tazeköy, Taşlıdere, Tunçoluk gibi köyler aldı.


    Resmi olarak Hoçvan'ın idari bir merkezi bulunmamakla birlikte, bazı kaynaklarda ve halk arasında merkezi olarak kabul edilen yerleşim yerleri bulunmaktadır. Gazeteci yazar Mehmet Ali Arslan'a göre, Hoçvan'ın merkezi Hasköy, en büyük köyü ise Tunçoluk'tur. 


    Ardahan olmak üzere Türkiye ve dünya genelinde birçok yerin tanıtımını yapan Mehmet Ali Arslan, 2012 yılında yerel halkın istek ve talepleri üzerine Hoçvan Köylerini Temsil Eden Admin ve Yazarlar Platformu ile yaptığı toplantıda,

    Dünya genelindeki tanıtımların da

     Yaylakarakolu'nun sürekli bir yerleşim yeri olduğu mezranın özelliklerini de göz önüne alarak, Kora ve Hacıali köylerine ait Yaylakarakolu mezrasını Hoçvan yerleşim yeri listesine. dahil etmiştir. Böylece Hoçvan'daki yerleşim yerleri (köy) sayısı 22'ye çıkmıştır.Hoçvan'ın  Kürtçe Adı ise Xoçvan'dır.


    Ardahan'ın Hoçvan ilçesinden İstanbul'a yoğun bir göç yaşanmıştır. Bu göç dalgası, büyük şehirde yaşayan Hoçvanlıların bir araya gelerek hem kökenlerini korumalarını hem de birbirlerine destek olmalarını sağlamıştır. 


    İstanbul'da hemen hemen her köyün bir derneği bulunmaktadır. Bu derneklerin daha etkin ve koordineli çalışabilmesi için, bölgenin yazar ve gazetecilerinin istek ve  önerileri sonucunda 2009 yılında İstanbul'un Esenyurt ilçesinde Hoçvan Dernekler Federasyonu (Hoçfed) kurulmuştur. Hoçfed, kısa sürede Hoçvanlıların İstanbul'daki önemli bir buluşma noktası haline gelmiştir."


    Hoçvan Spor Kulübü! Kökenleri daha eski yıllara dayansa da, kulüp resmi olarak 2016 yılında kurulmuştur. Bir grup Hoçvanlı genç sporseverin hayaliyle bir araya gelerek kurulan takım, kısa sürede büyük başarılara imza atmıştır.


    Kulübün ilk başkanı Yusuf Avşar olmuş ve Hoçvan Spor'a yön vermiştir. Takımın renkleri siyah ve kırmızı, köklü bir geçmişe sahiptir. Hoçvan köylerinden biri olan Bayramoğlu Markaköy Kora köyünün 1998 yılında tanıtım logosunda da bu renkler kullanılmıştır. Bu renkler, aynı zamanda Hoçvan'ın da kimliğini oluşturmaktadır. Kulübün logosunda yer alan at ve Kısır Dağı ise bölgenin doğal güzelliklerine ve kültürel mirasına atıfta bulunmaktadır.


    Panzerler" lakabıyla anılan Hoçvan Spor, bu takma ismi gazeteci yazar Mehmet Ali Arslan’dan almıştır. Arslan, aynı zamanda kulübün ilk yıllarda takımın medya sponsorluğunu da üstlenmiştir. Kulüp, kurulduğu yıl 2016'da Ardahan amatör liginde şampiyon olarak büyük bir başarıya imza atmış, 2017 yılında ise Ardahan'ı Bölgesel Amatör Lig'de temsil eden tek spor kulübü olmuştur.


    Hoçvan Spor, sadece bir spor kulübü olmaktan öte, Hoçvan'ın gururu, bir ilin umudu haline gelmiştir. Kulübün başarısı, gençlere örnek olmakta ve bölgeye canlılık katmıştır.


    Mehmet Ali Arslan tarafından kurulan tanıtım siteleri ve bloglar sayesinde Hoçvanlılar, teknolojiyle erken tanışma fırsatı buldu. Kısıtlı imkanlara rağmen, sosyal medyanın henüz hayatımıza girmediği yıllarda bile Hoçvanlılar, kendi köyleriyle ilgili forum, blog  ICQ - Mirc Kanalı ve Gruplarında  sonrasında ise internet siteleri aracılığıyla dış dünyayla bağlantı kurmuş ve bilgiye ulaşmıştır.


    Mehmet Ali Arslan

    ICQ ve İrc, Mirc'de Ardahan, Kars ve Iğdır ile ilgili birçok grup ve sohbet kanalı kurmuş. Sonraki yıllarda ise Ardahan, Kars ve Iğdır'ın ilk internet siteleri (blog ve forumları) kurmuştu.

    Mehmet Ali Arslan Ardahan Kars ve Iğdırlıları İnternete ilk alemde tek sloganı ile ilk kez mirc ve IQO'da bir araya getirmiştir,  



    Ardahan Gazetesi blog ve Ardahan ansiklopedi

    Kaz ve Kaz Eti



    Ördekgiller familyasına ait iri yapılı bir kuş türü olan kaz, beyaz ya da boz renklidir ve perdeli ayaklara sahiptir. Genellikle Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya’nın doğal ortamlarında yaşayan kazlar, ülkemizde özellikle Kars ve Ardahan illerinde bulunur.


    Ardahan ve Kars'ta özellikle köylerde hemen hemen. Her evde beslenen kazların bir tanesi anaç kaz olarak bırakılır ve diğerleri kesilir. İçi boşaltılıp tuzlu suya basılır. İki hafta kadar bu tuzlu suda salamura edilen kazlar çıkarılıyor. Suyu ve tuzu akmasın diye üzerine un serpiliyor ve tavana asılıyor. Asılan yer o meşhur soğuğu ve ayazını görecek bir konumda oluyor. Tuzlanmış kazlar 40 gün kadar ayazda kurutuluyor, sonra da buzluklarda pişirilecekleri günü bekliyor. Diğer seçenekte kazların derin dondurucularda saklanması ve istenildiğinde çözdürülüp kullanılmasıdır.

    Kaz eti haşlama ve fırında kızartma şeklinde pişirilebilir. Tencerede kaz haşlama için  kesilen kaz iyice yıkanarak kanat ve but bölgelerinden kesilir.Kesilen kazın iç ve dış kesimleri kalın tuz ile tuzlanarak 2 gün boyunca buzdolabında dinlenmeye bırakılır. Bu işlem kaz etinin lezzetlenmesini sağlar. Bekleyen kaz, tuzlarından arındırmak için yıkanır ve büyük bir tencereye alınarak üstleri kaplanana kadar su eklenerek kısık ateşte etler yumuşayana kadar pişirilir.


    Ardahan Gazetesi blog ve Ardahan ansiklopedi

    Posof kırmızı elma


    Ardahan Posof İçi Dışı Kırmızı Elması
     Türkgözü köyünde yetişen (bu köyün eski adı Badele’dir) içi ve dışı kırmızı olan elma çeşididir. Bu bölgenin kendine özgü mikroklimaya sahip olması elmanın rengini ve tadını etkilemektedir. Yapılan araştırmalarda Posof ilinde bulunan 26 elma çeşidi  ve bu çeşitlerin farklı versiyonları ile 45 i bulan  çeşit arasında antosiyanin miktarının en fazla Posof/ Badele elmasında olduğu görülmüştür. Dünya üzerindeki tüm elma çeşitlerinde antosiyonin maddesi sadece kabuk bölgesinde olurken ,Posof/Badele elmasının hem kabuk hem de etli kısmında yüksek miktarda bulunması (İçi Kırmızı elma kabuğunda 100gr  da 49.1mg,ve meyve etinde 100 gr da  35.9 mg) meyvenin antioksidan aktivitesini arttırmakta ve bu elmayı diğer çeşitlerden ayırmaktadır. Antosiyanin maddesi sayılan etkilerine ek olarak insülin miktarını yükselterek kan şekerinin düşmesine yardımcı olmaktadır. Buda bölge halkının bu elmanın şeker hastalığına iyi geldiği yönündeki inançlarını destekler niteliktedir.
     




    Ardahan Gazetesi blog ve Ardahan ansiklopedi

    Ardahanlıca sözlük

    ARDAHAN'DA YÖRESEL DİL'DE KULLANILAN BAZI KELİMELER


    AGOZ :Sabanın açtığı iz:Sabanın açtığı izAğa: Büyük erkek kardeş, Ağabey::

    Ağartı: Yağ, peynir, süt yoğurt gibi yiyeceklerin genel adı::

    AĞBUN :Gübre:GübreA

    Ağıl: Hayvanların dışarıda kapatıldığı yer:

    Ağırsak Teşinin üst kesiminde çengelli olan yuvarlak parça:

    Ahan İşte, burada:

    Ahırı: Sonu:

    AKHORA :Yakın bir yer:Yakın bir yer

    Akuçka Pencere:

    ALAF: Hayvanlara verilen yem, Alaflamak-Yemlemek:

    Alaf: Kışlık için hazırlanan hayvan yemi. Ot Saman:

    Alha: Hele gör:

    AMANAT: Geçici olarak yapılmış, bozulabilir:

    ANDIR:Uğursuz şey:

    Andıra Kalsın: Uğursuz olan şeylerin sonu gelsin:

    Anık Yeterince mayalanmamış ekmek hamuru:

    ARHEYİN: Rahat,gamsız:

    Asaca Yıkımak: Başını önden yıkamak:

    Atol: Patatese benzer fındık büyüklüğünde kök:

    Avlu: Odaların önüne yapılan koridor:

    Axbun: Gübre:

    Ator: Güzel, Yakışıklı

    Axee: Eyvah anlamında olan sözcük:

    Axır: Son, insanı son:

    Axırın gele: Sonun gele, ölesin:

    Axur: Hayvenlerin konulduğu yer. Ahır:

    Ayar: Atın sırtına vurulan eğer:

    Ayvan: Eyvan Balkon, evlerin önüne yapılan örtme:

    Azgun: Şimarık:

    B:

    Baca: Evlerin üst kısmını konulan küçük pencere:

    BAÇ ETMEK:Öpmek:

    BADİYE :Geniş ağızlı tas:Geniş ağızlı tas

    Badval: Ambarın bir çeşidi:

    Baga,Pege: Ahırda hayvanlara ot ve samanın verildiği tahta bölme:

    BALACA: Küçük :

    Barç Etmek: Seslice şapırdatarak öpmek:

    BASMA: Hayvan gübresinin tezek yapmak için biriktirilip düzleştirildiği yer…:

    Beç: Biraz geri zekalı anlamında, safca:

    BED:Çirkin:

    BEDASIL:Soysuz:

    Bednar: Bir çeşit çıban yarası:

    Bege: Ahırda ot ve samının konulduğu yer.:

    BEL: Kürek:

    Belli: Bilinen:

    Beng: Ben, hal, insan vücudunda ki siyah lekeler:

    Berf: Kar:

    Besmi: Bir isim:

    BEYABUR:Rezil:Rezil

    BEYE: Hayvanların yemliği:

    Bıçğı, Bışxı: Testere:

    BILDIR: Geçen yıl:

    Bınıvız: Sinsi:

    bırakılmış tarla:

    Bışkol: Koyun pişliği:

    BİBİ:Hala :Hala

    Biçin: Tırpanla biçilmiş ot ya da ekin:

    Bidibidi Az, az ufak ufak:

    BİJLİ:Sivri :Sivri

    Bişi: Yağ içinde kızartılarak yapılan ekmek::

    Pişke: Kibrit::

    BİTİG:Köpek yavrusu:Köpek yavrusu

    BİZDİ:Sivri:

    Boğozlu: Obur.çok yemek yiyen:

    Bölme: Büyük tepsi:

    BUDAMAK: DÖVMEK:

    Buğari, puxari: Evlerin üstündeki duman çıkan baca:

    Buluz: Elbise:

    Büzdük: Kalça:

    C:

    Cadi: Yağcı, insanlara yağ yakan kimse:

    Cağ: Şiş ya da mil:

    Camuş: Manda:

    Cancur: Bir tür küçük erik:

    CANCUR:Erik:

    Cazigudiyan: Yağcı ya da şeytan:

    CEHRE: İp eğirmek için kullanılan alet:

    CEMDEĞH: Beden:

    CEMSE:Askeri araç konvoyu:Askeri araç konvoyu

    Cıcık: Güzel::

    Cığız: Oyun bozan Cığıza cur bahane::

    Cılcıbıl Çırıl- Çıplak::

    CIRBAĞA: Yaramaz, ufak tefek erkek çocuk::

    Cırcır: Fermuar::

    CIRILMAĞH: Yırtılmak, (Yemekten cırılmağh-çok yemek yemek)::

    CIRMAĞH: Yırtmak::

    Cırnağ: Tırnak::

    Cırnak Kuşların ayak parmak ucu::

    CİCE:Büyük Abla:Büyük Abla

    Cici bici Süslü, püslü::

    CİCİP:Ağız kenarında ve yüzde çıkan yaralar:Ağız kenarında ve yüzde çıkan yaralar

    CİCLOBA :Arpacık:Arpacık

    Cigerakraba: Enyakın akraba::

    Cillenmek Toprağın yeşillenmesi::

    Cinav: Kamçı ya da bir ot çeşidi::

    CİNCAR:Isırgan Otu :Isırgan Otu

    CİNCAR:Isırgan Otu::

    CİNDAL:Kedi Yavrusu:Kedi Yavrusu

    CİRTAKOZ:Deli:Deli

    CİZLAVET: Lastik ayakkabı::

    Coc: Bataklık,::

    COPLANMAK:Şişmek:Şişmek

    CUCUL:Civciv :Civciv

    Cucul: Civciv, ::

    CUGA(CULLUK):Hindi::

    Culuk: Hindi::

    Cur: Çocuk oyunlarında oyun bazmak::

    CÜCÜK: Yavru kaz, hindi:

    Ç:

    ÇAĞILDAMAK:Gülmek

    ÇALĞI: Çalı ile yapılmış, odun saplı süpürge:

    Çar: Bir tür bez çarşaf:

    Çaynik: Çaydanlık:

    ÇAYNİK: Çaydanlık:

    Çeçil: Tel peyniri:

    Çemirlemek: Gömlek kolunu katlayarak çevirmek:

    ÇENGEL: Çatal:

    Çengel: Kargaburnu Çatal:

    ÇENKÜRMEK:Küçük Köpeğin Havlaması

    ÇEPER: Taş duvar:

    ÇIKMAK:Yırtmak

    Çırılçıplak :

    Çigelek: Yaban çileği:

    ÇİĞELEM: Yabani çilek:

    ÇİMMEK:Banyo yapmak

    Çimmek: Yıkanmak, banyo yapmak:

    ÇİMMEK:Banyo yapmak:

    ÇİNÇAVAT :Varyemez, cimri

    ÇİRNAĞ:Tırnak

    ÇİRNAĞ:Tırnak:

    Çit: Kadın baş örtüsü:

    Çor: Sinirli bir zamanda söylenilen söz:

    Çorax: Verimsiz:

    D:

    Dabak: Bir hayvan hastalığı:

    Dadax: Ağabey, Kardeş:

    Dadda: Çocuk maması:

    Damçı: Damla:

    DAŞGÖZER: Bulgur yapılırken kullanılan taşlar:

    Davar: Koyun:

    davranmak,Koşmak:

    De hayde: Çabukça gel:

    Degenek: Sopa, çubuk:

    Değirmi: Yuvarlak:

    DEĞİRMİ: Yuvarlak şekilli :

    Demiray: Bir tür yara, egzama:

    Derekep: Derhal, hemen:

    Desinler için: Gösteriş olsun diye:

    DEYHORA :Uzağı tarif eden işaret zamiri

    DIBILGA: Yün çırpmak amacı ile kullanılan ince çubuk:

    DILDIBIL:Çırılçıplak

    DILDIBIL::

    Dıldıbıl: Çırılçıplak:

    DILLO:Hafifmeşrep

    Dınaz etmek: Alay etmek:

    Dınaz: Alay:

    DINAZA :Alay etme

    DINDILI: Küçük:

    Diksinmek: Tiksinmek:

    Dilimizdeki Bilinmeyenler:

    Dillo: Ketenden örülmüş çuval:

    Dolamaç: Dönemeç:

    Dolap: Büyük su değirmeni:

    Dolça: Maşrapa:

    DOLÇA: Su ve Ayran içmek için kullanılan kupa:

    DOY DOY:Güvercin

    Doydoy: Güvercin:

    Dummak: Suya dalmak:

    Düge: Düve:

    Düğmeç: Ekmek ve yağla yapılan bir çeşit yamak, ekmek aşı:

    E:

    Eebele gel: İşte böyle bu yana gel:

    Efsene: Saf insan:

    EFSENE: Saf, sarsak:

    Eğiş Teknede hamur kazıyan, kazıyacak :

    EĞİŞ: Tandırdan ekmek çıkarmak için kullanılan demirden alet:

    Ekmek aşı: Düğmeç:

    Ele deme: Öyle söyleme:

    ENDEZE OLMAK:Oyalanmak

    Endeze olmak: Oyalanmak:

    Eqgo: Nene, ana anlamında:

    Erek: Orman içinde ki açıklık alan:

    Eringen: Tembel, üşenen:

    Eseslice: Esaslıca:

    Eşgere Açık , alenen:

    Evlek: Tarla sürümünde pulluğun açtığı iz:

    Eze Teyze:

    F:

    Fanti: İskambil :

    FARS:Kötü rezil kadin

    Ferik: Henüz yumurtlamamış tavuk, Piliç:

    Fırtık: Sümük:

    Fırtıklı: Sümüklü:

    FIRTTIĞH: Sümük:

    Fışğı: Tezeğin ufalanmış şekli:

    Fitoz: Sevimli:

    Fizahlanmak: Bağırmak, ağlamak:

    Fizzah: Bağırmak:

    FURĞUN:Öküz Arabası

    FURĞUN: Kağnı benzeri ot taşıma aracı:

    Furuç: Armat kurusu:

    G:

    Gada: Dert, bela:

    Gadan alem: Dertlerini ben üstüme alayım:

    GAGAÇ:İnce Kurumuş Ot

    Gagaç: Kurumuş otlara verilen ad:

    GAGAL:Göz

    Gağ: Meyve kurusu:

    GAJ GÖZ:Çakır göz

    Gakka: Çocuk dilinde şeker:

    GALAĞ: Tezek, yappa veya tetan yığını:

    GALAK:Tezek Yığını

    Galak: Tezek yığını:

    GALAMAK:Yakmak

    Galet: Bisküvi:

    Ganayahlı: Kadın ya da kız için söylenilen bir söz:

    Ganfet: Akide Şekeri:

    GANFET:Şeker:

    GARABAN:Köy evinin girişi

    GARAVUL :Bekçi

    Garo: Eski anbar:

    Garonun yokuşu: Ambar yokuşu:

    GAŞGA:At Arabası

    Gaşka: At Arabası:

    GATAKLAMAK:Kovma, Uzaklaştırma

    Gav: Kil, toprak:

    Gavçe: Çengel:

    GAYGANAĞH: Omlet:

    Gayğana: Sahanda yumurta:

    Gecen xere kalsın: İyi geceler:

    Gedek: Manda yavrusu:

    Gejjo: Aptal, bilinçsiz:

    Gem: Döven:

    GEŞLENMEK:Donmak,Üşümek

    Geven: Dikenli derelerde olan bitki:

    GHAP: Ölçerek süt alışverişi yapma:

    GHIZEYH: Kızak (kaymak için kullanılan araç):

    Gıdella: Küçük sepet:

    Gıdıl: Küçük:

    GIDİK:Oğlak

    GIGIL YÜZLÜ:Yüz yapısı küçük olan kimseler için söylenir

    GIJGIRMAK:Yoğurdun ekşimesi

    GIJGIRMAK:Ekşime:

    GIJİK:Kıvırcık saç

    Gıjjik: Kıvırcık saç:

    GIJO:Kozalak

    Gımı Atol denen bitkinin uzanmış sapı:

    Gımı gıçlı İnce bacaklı:

    Gınco: Zayıf, çelimsiz:

    Gırgal: Hayvanları bağlamak için ağaçtan yapılmış boyun bağı:

    GIRGAL: İnekleri bağlamak için kullanılan Paluttan u şeklinde boyunluk:

    Gırnap: Sağlam ip:

    GİDİL:Küçük

    Gizenguggi: Saklambaç oyunu:

    GİZLENGUGİ:Saklambaç

    Gobbal: Büyük burun:

    Gobbuz: Yumruk:

    GOCİK:Kaban

    Gocik: Kaban:

    God: Bir ağırlık ölçüsü:

    GODA:Büyük zar

    Godda: Büyük zar, makara:

    GODET:Süpürge sapı

    Godik: Manda yavrusu:

    GOLLO: Kuyruğu kesik hayvan:

    GOLOP:Ağaçtan yapılmış yoğurt kapı

    Golopi: Tahtadan yapılmış sitil:

    GOMBA DÖNMEK:Takla atmak

    GONCİK:Çam Ağacının Çürümeyen Kökü

    GOPPAL:Büyük burun

    Gor: Mezar:

    Gorbagor: Toplu mezar:

    Gorhana: Mezarlık:

    Gorluk: Cenaze için saklanan para:

    GORUĞÇU:Kır Bekçisi

    GORUĞÇU:Bekçi:

    Goruhçu: Kır bekçisi:

    GOTİK:Manda Yavrusu

    GOYUT: Buğdayı iki taşın arasında ezerek yapılan un:

    Gozo: Biçimsiz, düzeni bozuk:

    GÖDEK: Kısa:

    Göze: Pınarın suyunun çıktığı yer:

    GUDİK:Küçük Köpek

    Gudik: Enik, köpek yavrusu:

    GUDİK:Küçük Köpek:

    Guli: Hindi:

    GULLEP:Menteşe

    GUNÇUL:Uç

    GUNİT: Kamçı:

    Gurban: Bir isim:

    Gurduşka: Kadınların giydiği bir çeşit gömlek:

    GURGUL: Koyun dışkısı:

    Gurra,Gurre: Kendini beğenmiş:

    GURUĞ TAVUK:Anaç tavuk

    GUŞGANA:Tencere

    Guşhana: Tencere:

    GUZUK:Kambur

    Guzzik: Kambur:

    Güman etmek: Umut etmek:

    Güman: Umut:

    GÜZGİ:Ayna

    ĞUĞUN:Ağlama

    H:

    Hacillenmek: Yaptığına pişman olmak:

    Hal: Siyah ben:

    HALA:Teyze :

    Hamarat: Becerikli:

    HANCARI: Nasıl:

    Harbi: Doğru:

    Harbutlamak: Sıcak su ile soğuk suyu karıştırmak:

    Hardahurda: Kırık ya da döküntü:

    Harğ: Ark, su kanalı:

    HARMUTLAMAK:Suyu ılıtmak

    HARO:Kiler,ambar

    Haro: Ambar ya da samanlık içinde ki bölme:

    HAROS:Nadasa bırakılmış tarla

    Haros: Ekilmemiş tarla:

    HAROS:Nadasa:

    Hasıllama: Yoğurmak:

    Hedik: Haşlanmış buğday, diş hediği:

    HELEHTEN SALMAK: Yormak:

    Helek olmak: Yorgun düşmek:

    Helek: Yorgun:

    HELHEL :Havai kimse

    Hengel: Mantı:

    HERG:Sürülmüş Tarla

    HERİK:Sürülmüş:

    Herk: Sürülmüş tarla:

    HERSLENMEK:Sinirlenmek

    Herslenmek: Sinirlenmek:

    HERSLENMEK:Sinirlenme:

    HERZAL:Tekerleksiz el arabası

    Hetircek: Ocak taşları üzerine, yemek pişirmek için konulan demir çubuk:

    Hevenk: Kara batmamak için ayağa giyilen geniş ayakkabı:

    Heyat,hayat: Bahçe:

    HINGILIM ATMAK:Gereksiz hareket ve işler

    Hırkal: Mantı:

    HIRZEL: Hayvan gübresini basmaya taşımak için kullanılan 4 kollu:

    HIŞIR: Dolu:

    Hışt: Çivili köpek tasması:

    Hızan: İş bilmeyen:

    Himm: Bina yapımı için kazılan temel:

    Hodak: Öküzün boyunduruğuna binen ve öküzleri süren çocuk:

    HODAK:Tarlaları sürmek için koşulan öküzlerin boyunduruğunda :

    Hop, xop: Sabanın demir olan ucu:

    HOYLU: Havlu:

    Hozan: Biçilmiş tarlanın birdiyer adı:

    HÜNDÜR: Yüksek:

    İ:

    İRBET: Çirkin:

    İskat: Ölünün arkasından günahına karşılık verilen para:

    İSTEKAN: Bardak :

    İstikan: Çay bardağı:

    İSTOL:Yer sandalyesi

    İSTOL:Sandalye:

    İŞKAP:Dolap:

    İşkınlanmak: Filiz vermek:

    İşkirlenmek: Şüphelenmek:

    İşmar: İşaret etmek :

    İtelemek: İtmek:

    JUJUN :Tatlı kaşıntı

    K:

    KAFTAR: İhtiyar:

    Kanfet: Akide şekeri:

    Kargun: Yazın karların erimesiyle oluşan sel:

    Kart: Yeşil çimenlik ama sert olan yer:

    KARTOL:Patates :

    KARTOPU:Patates

    Kaşka: Ağaçtan yapılmış el arabası, küçük araba:

    KAVÇAL:Uzun çene

    Kayış: Kemer:

    Kebani: Ev işlerinde hamarat olan kadın:

    Kefterkuski: Hortlak:

    KERENTİ: Tırpan:

    Kerme: Koyan pisliginden yapılan tezek:

    KERME: Koyun Basması:

    KERSEN:Hamur teknesi

    KERSEN :Hamur teknesi

    KERSEN:Hamur:

    Kerti: Bayat:

    KERTİ: Bayat:

    Kınnap: İnce dayanıklı ip:

    Kırlent: Sekilere konulan yastık:

    Kidik: Keçi yavrusu:

    Kirtil: Kısa ve oldukça sert ot:

    Kitmir: Küçük:

    Kodik: Manda yavrusu:

    Kolik: Boynuzu olmayanan hayvanlara denir:

    Kollik: Kuyruğu kesilmiş hayvan:

    KOLOPA :İçi oyulmuş kap

    KOM: Bir çeşit ahır:

    KOR ARABA:Kağnı

    Kor: Kör:

    Koraraba: Kağnı:

    Korberevi: Önünü görmeyen:

    Koroğlu: Köroğlu:

    Koşat: Binalarda yük taşıyan kalın ağaç :

    Kotan: Pulluk:

    KOTAN: Pulluk:

    KOTETE:Tabure

    Kozik: Ahırda danaların kapatıldığı yer:

    KÖÇMEK:Evlenmek

    KÖÇMEK:Evlenmek taşınmak:

    KÖMBE:Sütlü ekmak:

    Köynek: Gömlek:

    Kudik: Küçük köpek, Enik:

    Kullik: Bere:

    Kulun: Kısrakların yavrusu:

    Kunkul: Omuz:

    Kurig: Kısrakların yeni kulunu tay:

    Kurun, Kürün: Ağaçtan oyularak yapılan su kabı:

    KUŞGANA:Tencere:

    Kuşkana: Küçük tencere:

    Kuzzik: Kambur:

    Külek: Ağzı geniş, altı dar su kabı:

    Küllah: Böğürtlen:

    Külül, Külür: Yabani bezelye:

    KÜSGİ :Ağaç sırık

    Küski: Kaldıraç Söz sözün küsküsüdür:

    Kütan: Kotan,Pulluk:

    Küze: Su kabı:

    L:

    Laçin: Doğan:

    Lallo: Konuşamayan, lal:

    LAPATGA: Kürek:

    Laz: Karadenizliye denilir:

    Lazo: Oy Karadenizli:

    LAZUT:Mısır

    Lazut: Mısır:

    Leçek: Beyaz renkli başörtüsü:

    Lelê: Ana, bakıcı:

    Lenger: Geniş ve derin leğen:

    LEPİĞH: Yassı, plaka halinde taş:

    LEYAKIL DÜŞMEK:Yorgun düşmek

    Lezgi: Halk müziğinde bir makam adı. İsim, bir aşık adı:

    LIBBIZ:Parasız, Züğürt

    Lıbbız: Parasız, Züğürt:

    Lığlanmak: Mızmızlanmak gibi:

    Lili: Lakap,:

    Lobya: Fasulye:

    LOBYA: Fasulye:

    LOBYE:Fasulye

    Loda: Büyük ot yığını:

    Lokko: Büyük kaba:

    LÖK:Büyük

    Lök: Büyük:

    Lüle Musluk, Suyun aktığı boru:

    M:

    Mafiş: Küçük kare şeklinde kesilmiş yufkanın yağda kızartılması:

    Mahal: Yer, mesken:

    MAHNA: Bahane:

    Makat: Tahtadan yapılmış sedir:

    MAMA:Hala:

    Mar: Yılan:

    MARŞAPA: Kupa (dolça):

    Maşrapa: Kulplu bir çeşit su kabı:

    Mattavar: Bir çeşit hastalık:

    Maya: Kadın adı:

    Mazi: İki teker arasında ki mil:

    Mehriban: Kadın adı, merhametli:

    Mercana: kışlık yakacağın ormandan temini.:

    Merek: Ot ya da saman konulan ev: Merek yandı sıçana da kalmadı:

    MEREK: Saman vs yığılan depo:

    MERTEK: Damda kullanılan uzun odun:

    Meşe: Orman:

    Mintan: Gömlek:

    Miras kalsın: Mal sahibinin ölmesini dilemek:

    Modgam: İmece:

    Morbet: Çırak, yardım eden çocuk:

    MOTAL: Tuluğh, peynir konulan kurutulmuş koyun derisi:

    MOZİK:Dananın büyüğü

    Möğkgem: Sağlam:

    MÖKKEM: Sağlam:

    MUÇURLAMAK:Buruşturmak

    MURUSLARINI DÖKME:Suratını asma

    MURUSLARINI DÖKMEK:Suratını asmak

    MURUZUNU SALLAMAK: Suratını asmak:

    Muzveil: Muhbir:

    Muzveillenmek: İhbar etmek:

    MÜRGÜLEMEK:uyuklamak:

    N:

    Nahır: Sığır sürüsü:

    Napuzzar: Kapının önünde ya da arkasında kalan tarla:

    Nat: Tırpan sapı:

    Nataş: Çıra parçasına verilen ad:

    Neft: Gazyağı:

    NEHRE: Yağ yapmak için kullanılan alek:

    Nevale: Erzak:

    NİGART:Tavuğun gagası

    Nöker: Hızmetkar:

    O:

    OBBAZ:İşe yaramaz aylak

    Oçkur: Uçkur:

    Ola Çabux Gaç: Hemen kaç:

    Ola, Ula: Ulan, arkadaş:

    oturan kimse:

    Ö:

    Ögeç: Bir yaşını geçmiş erkek kuçu:

    P:

    Pağaç: Yuvarlak ve kalın bir tür ekmek, somun:

    PALAZ:Bez

    PALAZ:Bez:

    Pampara: Bir tür yabani bitki:

    Panta: Yabani armut, ahlat:

    Papağ: Başa giyilen tiftik başlık:

    Papul: Çocuk ayakkabısı, patik:

    PATOS:Tahılları samanından ayırmak için kullanılan alet:

    Paxıl: Kıskanç:

    Paxıllanmak: Kıskanmak :

    PEC: Soba :

    Peçkir: El havlusu:

    Peg: Yıkıntı, virane olmuş ev kalıntısı için denir:

    Pege: Ahırda hayvanların ot ya da saman yedikler bölme:

    Peleş: Boynuzları yanlara doğru açılmış hayvanlara verilenad:

    PELLÜK:Ayaktaşi oyunu

    Pepe: Kekeme:

    PEŞ GÜN:Sofra

    Peş: Arka:

    Peşgun: Ayakları kısa yer sofrası:

    Peşine gitmek: Arkasından gitmek:

    PEŞKİR:Havlu

    PEŞKİR: Havlu:

    Peşlemek: Kovalamak:

    Pırti: Elbise:

    Pızık: Yabani arı:

    Pızıklanmak: Sineklenmek:

    Pin: Tavuk yuvası, kümes:

    Pingal: Folluk, tavuk yuvası:

    Pisik: Kedi:

    PİŞİK:Kedi

    Pitik: Köpek yavrusu:

    POCİLEMEK :Baltayı taşa vurma

    PORTLAK:Göz Yapısı büyük plan

    Portlak: Göz yapısı büyük olan:

    Poşa: Çingene,:

    POŞGUN:Yer Sofrası:

    Potur: Büzgü:

    Poy Poy: Hele bakın anlamında Poy Poy Gülen :

    Pöçük: Kuyruk, en geride kalan:

    Pöçük: Son. Kuyruk:

    PÖRÇÜK :Tırpanı sapına bağlayan yeri

    Pörçük: Tırpanı sapına bağlanan yeri:

    Pörçüklü: Yağcı, :

    Puç: Hiç, yitirmek Emegim puç oldu:

    PULUL:Ot Yığını

    Pulul: Ot demeti:

    PULUL:Ot Yığını:

    Pumpul: Yastık başlarına dikilen püskül, süslü :

    Punğar: Çeşme:

    Punğar: Pınar:

    Put: Bir ağırlık ölçüsü:

    Puti: Yiyeceği olmayan ailenin fertlerini komşuları alıp besleme işi:

    PÜRÇEK:Saç Tutamı

    PÜRÇÜKLÜ: Havuç:

    Püşürik aşı: Bir tür çorba:

    RAPATA: Tandıra hamuru yapıştırmak için kullanılan alet:

    S:

    Sağ: Kara karga:

    Sağdıç: Düğünde damadı gezdiren kişi:

    Sahi mi: Gerçek mi:

    Sahi: Gerçek:

    Sak: Çorabın tabandan yukarı olan kısmı:

    SAKO :Kolsuz ceket

    Sako: Sakar, dökülen:

    Sambağı. Samileri bağlıyan ip:

    Sami: Boyunduruğa takılan ağaç ya da demir çubuk:

    Sanaksal: Ahırların orta yerinde çukur hayvan bokunun toplandığı kanal:

    Sap: Başakların tutunduğu dal:

    Sarol: Can eriği:

    Sazna: Arazi ölçümünde kullanılan bir ölçü aleti:

    Secele: Soy kütüğü:

    Segirtmek: Çabuk gitmek:

    SEĞİRTMEK:Çabuk davranmak

    SEĞİRTMEK:Çabuk:

    Seki, Sevki: Sedir:

    SEKİ:Divan,:

    SEKÜ:Divan

    Sıggavus: Ahır temizlemede kullanılan süpürge:

    Sıloık: ıslık:

    SIMIŞKA: Ay çekirdeyi :

    Sinor: Tarla hududu, sınır:

    Sitekan İstikan Bardak:

    SİTİL:Yoğurt Kabı

    SİTİL::

    Sitil: Süt kabı:

    Sivirlenme: yokuş aşağı kayma olayı:

    SOKO :Mantar

    Sosiya: Parlak renkli kara kuş:

    SOYHA, ANDIR, MERET:Uğursuz şeyler için söylenir

    SOYHA: Uğursuz (Andır):

    Stol: Sandaliye:

    Ş:

    Şaplak: Tokat:

    ŞARILDAYAN:Yıldırım

    Şillopa: Karla karışık yağmur:

    ŞİNEL:Palto

    Şirat: Peynir Suyu:

    ŞİŞEK: 1 Yaşında koyun:

    ŞOGURT:Salya

    ŞOGURT:Salya :

    Şoğurt: Salya:

    Şor Tuzlu:

    Şoş: Asfalt yol:

    ŞOŞARTMAK:Abartma

    şourtlu: Salyalı:

    Şöbe: Oltu taşından yapılan boncuk:

    ŞÖHE :Siyah boncuk

    ŞUŞLANMAK:Fazla yatma

    Şuşlanmak: Fazla yatmak:

    Şuşurtluk: Değirmen oluğunun su dökülen yeri:

    ŞÜŞİT:Huni

    Şüzzük: Peynirin suyu:

    T:

    Tağaryirlenme: Kendinden geçme:

    TAĞAYİRLENME :Kendinden geçme

    Talaş: Telaş:

    Tanış: Tanıdık:

    Tapan: Sürülmüş tarlayı düzeltmeye yarıyan tahta kalas:

    TAPUL, PULUL :Ot demeti

    Tapul: Ot demeti:

    TAR:Tavukların kümeste üzerine çıktıkları yer

    Tar: Tavukların üstüne dizildiği ince sırık:

    Tarla:

    taşıyıcı (El arabası çıktı, mertlik bozuldu):

    TAT :Çorabın ayağa giyilen daban kısmı

    Tavşal: Kadınların baş örtüsünün kalını:

    Tecgere: Hayvan pisliğini taşımaya yarıyan tahat alet:

    teknesi:

    TELEK: Kaz kanadı ile süpürme amaçlı yapılmış alet :

    Telis: Çuval:

    Têlli: Güzel, narin:

    TELLÜK:Yünlü takke

    Teper: Doldurur, Ha bire teper:

    TEREK:Raf

    Terek: Raf:

    TEREK:Raf:

    Termaş: Bozuk:

    Termaşa kalsın: Bozulsun kalsın:

    Terpen: Kımılda:

    Terpet: Kımıldat, :

    Teşi: Yün eğirmeye yarayan alet:

    TEŞT:Saç leğen

    Teşt: Saç legen:

    TEŞT:Saç leğen:

    TETAN: Hayvan dışkısının doğal haliyle kurumuş hali, yakacak olarak kullanılır:

    TEVÜR:Çeşit

    Tevür: Çeşit:

    Têy: bir nida, Têy nezaman geldi:

    TEZEK: Hayvan dışkısı ile yapılmış yakacak:

    TIĞ :Saman ekin karışımı yığın

    Tığ. Harman yerinde ki saman yığını:

    Tığa: Saygısız olan delikanlıya denir:

    Tırhıç: Ahırın içini bölmek için yapılmış tahta duvar, bölme:

    Tırık: İshal:

    Tik: Yüksek, dik:

    Toklu: Bir yaşında kuzu:

    Toklu: Yaşına girmiş erkek kuzu:

    TORHOLA :Kabuk tutmamış yumurta

    Torlak: İş bilmeyen, acemi:

    Torpax : Toprak:

    Torpax başına: Ölesin, mezara gidesin:

    Tosbağa: Kaplumbağa:

    Toy: Düğün:

    TÖYÜR:Çeşit:

    Trink: Peşin para anlamında:

    TULA: Köpek yavrusu :

    Tulla: Köpek eniği:

    Tullanmak: Yuvarlamak:

    Tuluk: Tulum:

    Tuman: Don:

    Tump: Tarlaların kenarı:

    TUSMAK:Sinmek

    Tülek: Korkudan çabukça kaçan, ödlek:

    Tütün: Duman:

    Tütüye Bir kadın ismi:

    U:

    Uca: Yüce, “Uca dağların başında:

    Uçux: Yıkık:

    UĞURRAMAK (OĞURRAMAK):Çalmak:

    Uğuz: Oğuz:

    Ula Ula: Hele hele:

    Ula: Ola, olan:

    Umaç: Hamurdan yapılan bir yemek:

    Uşax: Çocuk:

    Ü:

    ÜLEŞMEK:Bölüşmek

    Ürek: Yürek:

    Üstü: Elbisesi:

    Üzdür: Yüzdür:

    Üzerlik: Sedefotu:

    V:

    Varlı: Zengin:

    VEDRA:Kova

    Vedre Kova, su kabı:

    Veran kalsın: Harabe olsun:

    Veran: Viran, harabe:

    Vışşş! Şaşırma ifadesi:

    Voj: Yular:

    Vurgun: tutkun:

    Y:

    YABA :Beş parmaklı ağaç dirgen

    Yad: Yabancı:

    Yal: Köpek yiyeceği:

    Yalaka: Yağcılık eden:

    Yalax: Köpeğe yal verilen kap, yal kabı:

    Yanaşma: Yandan takılan:

    Yanbegi: Yatay olan eğiri:

    Yanpuri: Eğri düz olmayan:

    Yansılama: Taklit etmek:

    Yarpax: yaprak:

    Yaşik: Ağaçtan yapılan kasa:

    Yaşmax: Başörtüsü:

    Yavan: Katıksız:

    Yaylıx: Başörtüsü:

    Yêddi: Yedi:

    Yege: Eye:

    Yegin: Çalışkan, üşenmeyen:

    YEĞİN:Çalışkan titiz

    Yeke: Büyük, kocaman:

    YEKTİ:Yetim

    Yel: Osuruk:

    Yellen: Ossur:

    Yêri: Yürü:

    Yerinmek: Heveslenme:

    Yesir olmak: Kurban olmak:

    Yesir: Esir:

    YEŞIK:Ağaçtan yapılan kasa:

    Yeşilpiç: ¼ lük Rakı:

    Yığ: Topla:

    Yığın: Ot yığını, kalabalık:

    Yoğurt Kabı :

    Yola vurma: Gönderme:

    Yon: Bir ağacı yontmak.:

    Yoz: Kısır mal:

    Yuha: ince:

    Yuha: Sığ derin olmayan:

    Yumri: Yuvarlak:

    YUNGUL:Hafif :

    Yuxu: Uyku Yuxun Gelêr:

    Yüngül: Hafif:

    Z:

    ZABUN :Fakir

    Zabun: Çelimsiz:

    Zağ: Keskin sivri:

    ZAĞAR:Küçük köpek

    Zahar: Gerçekten öyle:

    ZANGAL :Tabansız uzun çorap

    Zanka: Kızak:

    ZEDA :Tarlanın sürülmemiş tarafı

    Zeher: Ağu, Zehir anlamında:

    ZEHLEM GİTMEK: Nefret etmek:

    Zehrimar: Sinirli bir anda Ne var anlamında kullanılır:

    ZENNE:Kadın

    Zer: Altın:

    Zerge: Değersiz, değeri düşük olan denir:

    Zerzebil: Perişan:

    Zeşt: Ağıt:

    Zeşt: İnce sac:

    Zevsek: Geveze:

    Zıbın: Bebek gömleği:

    Zırlama: Ağlama, çok söylenme:

    ZIRZA:Aşmalı kilit

    Zırzop: Uyumsuz, kaba saba:

    Zibil: İnce toz:

    Zirt: Gösteriş meraklısı:

    Ziyil: Siğil:

    Zoğ: Tarla, çayır biçiminde tırpanın biçerek yığdığı ot:

    Zokko: Mantar:

    ZUBUN:Mintan

    Zukkum: Haram:

    Zukkum: Zehir, zakkum anlamında:

    ZURGANA :Eğri büğrü vücutlu


    Ardahan Gazetesi



    Ardahan, Şivesi, kültür, konuşması, dili, ardahanlıca, yerel, lehçe, şive, ardahanlılar, ardahanlıların, dili, konuşma, tarzı, 





    Markaköy Kora




    Ardahan Hoçvan Bayramoğlu köyü, köy hakkında bilgiler Türkçe, Kürtçe ve İngilizce


    Köy Ardahan Merkez Hoçvan Bölgesindedir Köyün İlk Ve Orjinal İsmi Kora'dır
    Ancak Sonradan Köye Bayramoğluköyü Adı Verilmiş. Bölge insanı Tarafından Köy Onlarca Yıl Mehmetaliarslan Köyü Olarakta Tanımlandı...

    Köylülerin Geneli Kora İsmini Kulanıyor Ardahan Hoçvan Kora Köyü Bir Sınır Bölgesi Olmasından Mütevellit Birçok Kültüre Ev Sahipliği Yaptı - Urartular Medler Persler Bizanslılar Gürcüler Osmanlılar Ve Üzerinde Yaşayan Her Kültürün İzlerini Barındırmaktadır. Bölgede Yaşanan Bu El Değiştirmeler Bölgenin Kültürel Ve Ekonomik Yapısının Değişmesinde Etkin Rol Oynamıştır Bölgenin Uzun Yıllar Rus İşgalinden Kalmasından Dolayı Kora Köyüde Nasibini Almıştır Bölgede Ve Köyde O Günlere Ait İzlere De Rastlanmak Mümkün Köyde Ve Bölgede Ermenilerden Kalma Harabeler Varsa Da Harabeler Hakkında Yeterli Bilgi Yoktur.Koranın Da İçinde Bulunduğu Bölge Antik Döneminden İtibaren Urartular Medler Persler Ermeni Gürcü Krallıkları Bizanslılar Araplar Kürtler Selçuklu Ve Osmanlılar Tarafından İdare Edilmiş Ve Birçok Kez El Değiştirmiştir Kora Kelimesinin Etimolojik Kökenine Dair Bu Güne Kadar Herhangi Bir İnceleme Yapılmamıştır. Kelime Köken İtibariyle Osmanlıca Veya Kürtçe Bir Kelimeden Türemiş Olabilir Dünya Genelinde Kora Kelimesinin Bir Köy İsminden Ziyade Farklı Farklı Karşılığı Ve Anlamlarıda Mevcuttur Tarım Ve Hayvancılık Bu Bölge İnsanı İçin Önemli Geçim Kaynağıdır. Köy Ardahanın Merkezine Uzaklığı 42 Km Dir Köye Komşu Olan Köyler - Hasköy Xas- Nebioğlu - Binbaşar Murka - Lehimli - Tunçoluk Panik - Yaylakarakolu - Ömerağa Ve Hacıali Köyü'dür Koraköyü 1998 Yılında İnternet Aracılığıyla Dünyanın En Tanınmış Ve Meşhur Köylerinden Biri Haline Geldi Ve Marka Köy Olarak Tanımlandı Ardahan Ve Doğuda Bütün Köyler Birbirine Benzer Birbirlerinden Fazlada Farklılıkları Yok Gibi Kora Köyü Tanınmışlığından Dolayı Ve Onlarca Yıl Sürekli Gündemde Olduğu İçin Markaköy Olarak Tanımlanıyor Dünya Genelinde Bir Çok Yer Ve Şahıs Olmak Üzere Aynı Zamanda Ardahan Kars Ve Iğdırın Bütün İlçe Ve Köylerinide İlk İnternette Yayınlıyan Ve Tanıtan Mehmet Ali Arslan Uzun Yıllar İnternet Medyası Ve Diğer Medya Araçlarında Korayı Sürekli Gündemde Tutuğundan Dolayı Köy Marka Haline Gelmiştir Yörenin İklimi Nedeniyle Kora Köyüde Soğuk Bir İklime Sahiptir

    İNGİLİZCE
    Ardahan Hoçvan Kora village is a border region of Urartians of hosted many culture-Medes Persians, Byzantines, Ottomans And Georgians living on every culture marks. The region’s cultural and economic structure of the region time this hand replacements have played an active role in the region for many years due to its share of the Russian invasion in Kora Village has been in the region and villages remain in those days belong to the Armenians in the region also marks the ruins of the village and if possible the ruins there is sufficient information about the area in ancient Times from the Urartu and Medes Persians, Kurds, Arabs, Byzantines, Seljuk and Ottoman Turks of Armenian Georgian Kingdoms run by. Kora Village has become one of the most popular and famous in the world, and all the villages in the East Village has been described as a brand of Ardahan and there doesn’t seem to be too similar to each other from each other due to differences in the Village of the Kora and is constantly on the agenda for decades to many places across the globe and brand village is defined as the person at the same time, including Ardahan, Kars, and Mehmet Ali Arslan Yayınları on the internet media and other media tools for many years the agenda due to the climate of the region, the village has become a brand name Kora Village has a very cold climate
    Brand village kora famous village kora Marka Köy Kora – Ardahan kora köyü

    KÜRTÇE
    Erdexan Gund ê Kora a Xoçvan’ê ji ser devera sînor e, bi vê sedemî li gelek çande re jî xwedanî kir. Uratur ,Med û Pers, Bîzans, Gurcî û Osman’yan re jî, bi vê sedemê li ser axa wî de şopên cûdayê pirin. Rasti van çan de navberên xwe de dihewîne. Ser deverê de ev pêk hatin û destguherîn ser çande û aborî yê de
    Bandorek mezin hîşt ye û aktîfek e aha lîstîye..
    Ev herem’a bi salên dirêj bin bandor û dagirkirina Rus’an de pir ma , ji bo vî ye Gundê Kora’ ê vê rewşê pelîsa xwe heldaye , bêguman ser vê axê de pir rêç û şop henin û evanan rast hatinên bêdergfetin. Bi Kora’ê û heremê de ji Ermen de wêran û kavil pir hebin jî derheqê van jimayan û kavilan de besîtî agahî tenuneye.
    Herema Kora’n bi hê nav deye devera wî çaxa serdem (dönem) a dêrînî (antik) ji wî vir de keyên Urartu, Med, Pers,Ermen û Gurcî’yan, ên din jî alîyên Bizans, Ereb, Kurd, Selçuk, Osman’liyan hatine kargerandin (İdare etmek) gelek caran dest guherîyandî ye .Ser hîmê bêjeya Kora’ê heta vê roj ê lêgerîn nehatîye çêkirin. Hîmê bêjeyî an girêdaîya Osmanlî ye an jî Kurdî ye! Dibe ku ji van zimana ve hatîye afirîndin.Li giştîya cîhanê de peyîvê Kora ji nave gunde kî zêdetir bi cudatî wateya wî û pêşberîya wî heye. 
    Çandin û ajaldarî ji bo mirovên heremê pir girînge û çavkanîya debarê ye. Dûrahîya gund jî Erdexan’ê 42 km ye. Bi cînarên Gundê Kora ê Haskoy (Xas), Nebîoğlu, Binbaşar(Murka), Lehîmli, Tunçoluk(Panîk), Yaylakarakolu, Ömerağa (Ömeraxa), Gündê Haciali (Hecîelî) ye. Gundê Kora sala 1998 ê bi qasidîya Computer ê (İnternet) veser dinêde bu gundeki pir navdar û binavûdeng bi nimûne hat nas kirin salix û pesinê wî ket ser zimanan..
    Ji herema Rojhilatê de hemû gund dişibîn hev.Ji hevdû zedetir navberê wan de cudatî û firqa wan tu tuneye. Bi Gundê Kora bi navdarîya xwe deh salane bi nv roejevê de ye navê wî tim navdarî didome wusa tê nas kirin. Giştî yê Cîhan ê de gelek cî û cem kesan. Bi hevdemî de Erdexan, Qers û ji Îdir ê bi nav hemû navçe û gundan de weşendina internetê de a yekem a hat naskirin Mehmet Ali Arslan bi salên dirêj de Gundê Kora ê domdarî nav rojevê de da girtin. B hewêr de, ji sedema rêba Gundê Kora xwedî yê rêba ke pir sar e




    Ardahan Gazetesi blog ve Ardahan ansiklopedi